''O’nu anlatırken mükemmeli aramalıyız''

AKM’de düzenlenen ‘Hazreti Peygamber ve Sanat’ isimli konferansta konuşan Prof. Dr. Turan Koç, “Peygamberimizin hayatı mükemmel anlatılırsa sanat olacağına inanıyorum. İslami estetik anlayışında kerem, kemal ve celal birdir” derken, Prof. Dr. Fatih Andı, “Anlatacağınız konu İslami bir konu, anlatacağınız şahsiyet Hz. Muhammed ise görme biçimi olan tür çok daha önemli bir hal kazanır” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Sakarya Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen ‘Hazreti Peygamberi Sanatla Anlatmak’ başlıklı sempozyum kapsamında ‘Hazreti Peygamber ve Sanat’ isimli panel gerçekleştirildi. AKM’de düzenlenen panelde konuşmacı olarak İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Koç, FSMVÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, FSMVÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Fatih Andı, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu ve Yazar Cemal Şakar yer aldı. Panele Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İbrahim Aktürk ile çok sayıda Sakaryalı katıldı.

Verimli bir sempozyum

Panel moderatörü Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu, “Sempozyumun Sakarya ayağının finalini bu panel ile yapıyoruz. İlk oturumdan başlayarak çok verimli, bereketli bir sempozyum oldu. Kıymetli hocalarımız ile birlikte bu panelin de verimli geçeceğine inanıyorum” diye konuştu.

Güzel sanatlarda üç unsur

Prof. Dr. Turan Koç, “Güzel Sanatta üç unsur vardır. Birisi bireysel unsurdur yani sanatçının kendisidir. İkincisi üsluptur. Bu daha çok toplumsaldır. Üçüncüsü ise bulunan hakikattir. Sanatçı hakikati belirli üsluplarla bir forma eriştirir. İslam’da estetik anlayışı edep anlayışı ile birlikte yükselmiştir. Eski şairlerimizin, edebiyatla ilgilenen büyüklerimizin bilgi donanımlarının çok üst düzey olduğunu görüyoruz. Kuran-ı Kerim üslubu şiirde, mimaride, hatta evlerin düzenlenmesinde her yerde imdada yetişiyor. Bilgi bakımından donanımımızı gerekli düzeye getirdikten sonra aklımız dilimiz patinaj yapar. O zaman sanat ortaya çıkıyor. Peygamberimizin hayatı mükemmel anlatılırsa sanat olacağına inanıyorum. İslami estetik anlayışında kerem, kemal ve celal birdir.”


İkonlaşma tehlikesi

Sanatın her şeyden evvel form ve biçim olduğunu söyleyen Yazar Cemal Şakar, “Peygamberi anlatırken form ve biçime çok saygın olan şahsiyeti aktarmak zorunda kalırız. Bu form sanatçı için bir pranga gibidir. Burada formlara uyulmazsa kuru gürültü ortaya çıkarmış olursunuz. Bu birinci barajdır. İkinci baraj suret yasağıdır. İmgeleme ve tasvir yapmadan bir sanat eserini ortaya çıkarmak neredeyse olanaksız. İslam’da suret yasağı olduğunu ön kabul olarak alıyoruz. Burada alanında uzman kişilerin bir araya gelip icma yapması gerekiyor. İmge, tasvir dönemin kültürel kodları ile üretilir. Kültürel kodlar bir simgeyle anlatılabilir ama o simgeler zamanla ikonlaşabilir. Kültürel kodlar altından çekilebilir” ifadelerini kullandı.

Uyanış kıpırtıları


Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, “İslam ümmeti damarlarından koptuktan sonra şu anda ufak uyanış kıpırtıları var. Damardan beslenme uzun zaman boyunca kesilmişti. Şu anda bir şeylerden uzak kalmanın özlemi içindeyiz. Ama elimizde adres yok gibi bir durum var. Biz kelimeleri kaybettik. 300 kelime ile medeniyet tasavvuruna çalışıyoruz. Şiir diye gençlerimizin ellerinde dolaşan şeylere bakıyorum. Bir muhteva dahi yok. Konuştuğumuz kelimelerde musiki gitmiş. Bu şekilde hangi estetiği oluşturacaksın.

Bu yüzden estetik içeriğin, doğru damarlarına, emek birikimine yönelmek gerekiyor. Esnafımızın sanat diye bir endişesi yoktu. Allah ve Peygamberi en güzelinin yapılmasını istediği için en güzelini yapıyorlardı”

Hz. Muhammed’in konumu farklıdır


Hangi edebi türle neyin anlatılacağının çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fatih Andı, “Anlatacağınız konu İslami bir konu, anlatacağınız şahsiyet Hz. Muhammed ise görme biçimi olan tür çok daha önemli bir hal kazanır. Hz. İbrahim, Hz. İsa, Hz. Nuh vs. hürmet duyduğumuz peygamberlerdir. Ama Hz. Muhammed’in konumu ile onların konumu Müslüman olarak benim için farklıdır. Kuran-ı Kerim Hz. Peygamber’in şahsiyetine kendi şahsiyetini birleştirmek mümin için bir ibadettir diyor. Bize Hz. Muhammed gibi olmak yönünde emir var. Bir eserle benim Peygamber algımı çarpıtmaya çalışmak gibi bir durum olamaz. Peygamberimiz kurgulama bir esere dâhil edilemez. Filmi, tiyatrosu, romanı, heykeli olmaz. Kabul etmek gerekir ki bunlar önemli sanatlardır. Ancak benim ibadetim, benim muhterem, mübarek, mukaddes alanıma şekil vermeye, çarpıtarak yorumlamaya hakkı yoktur” şeklinde konuştu.
<font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"><strong>İkonlaşma tehlikesi</strong><br /><br />Sanatın  her şeyden evvel form ve bi&ccedil;im olduğunu s&ouml;yleyen Yazar Cemal Şakar,  &ldquo;Peygamberi anlatırken form ve bi&ccedil;ime &ccedil;ok saygın olan şahsiyeti aktarmak  zorunda kalırız. Bu form sanat&ccedil;ı i&ccedil;in bir pranga gibidir. Burada  formlara uyulmazsa kuru g&uuml;r&uuml;lt&uuml; ortaya &ccedil;ıkarmış olursunuz. Bu birinci  barajdır. İkinci baraj suret yasağıdır. İmgeleme ve tasvir yapmadan bir  sanat eserini ortaya &ccedil;ıkarmak neredeyse olanaksız. İslam&rsquo;da suret yasağı  olduğunu &ouml;n kabul olarak alıyoruz. Burada alanında uzman kişilerin bir  araya gelip icma yapması gerekiyor. İmge, tasvir d&ouml;nemin k&uuml;lt&uuml;rel  kodları ile &uuml;retilir. K&uuml;lt&uuml;rel kodlar bir simgeyle anlatılabilir ama o  simgeler zamanla ikonlaşabilir. K&uuml;lt&uuml;rel kodlar altından &ccedil;ekilebilir&rdquo;  ifadelerini kullandı.<br /><strong><br />Uyanış kıpırtıları</strong><br /><br />Prof. Dr.  H&uuml;srev Subaşı, &ldquo;İslam &uuml;mmeti damarlarından koptuktan sonra şu anda ufak  uyanış kıpırtıları var. Damardan beslenme uzun zaman boyunca kesilmişti.  Şu anda bir şeylerden uzak kalmanın &ouml;zlemi i&ccedil;indeyiz. Ama elimizde  adres yok gibi bir durum var. Biz kelimeleri kaybettik. 300 kelime ile  medeniyet tasavvuruna &ccedil;alışıyoruz. Şiir diye gen&ccedil;lerimizin ellerinde  dolaşan şeylere bakıyorum. Bir muhteva dahi yok. Konuştuğumuz  kelimelerde musiki gitmiş. Bu şekilde hangi estetiği oluşturacaksın.<br /><br />Bu  y&uuml;zden estetik i&ccedil;eriğin, doğru damarlarına, emek birikimine y&ouml;nelmek  gerekiyor. Esnafımızın sanat diye bir endişesi yoktu. Allah ve  Peygamberi en g&uuml;zelinin yapılmasını istediği i&ccedil;in en g&uuml;zelini  yapıyorlardı&rdquo;<br /><strong><br />Hz. Muhammed&rsquo;in konumu farklıdır</strong><br /><br />Hangi  edebi t&uuml;rle neyin anlatılacağının &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu s&ouml;yleyen Prof.  Dr. Fatih Andı, &ldquo;Anlatacağınız konu İslami bir konu, anlatacağınız  şahsiyet Hz. Muhammed ise g&ouml;rme bi&ccedil;imi olan t&uuml;r &ccedil;ok daha &ouml;nemli bir hal  kazanır. Hz. İbrahim, Hz. İsa, Hz. Nuh vs. h&uuml;rmet duyduğumuz  peygamberlerdir. Ama Hz. Muhammed&rsquo;in konumu ile onların konumu M&uuml;sl&uuml;man  olarak benim i&ccedil;in farklıdır. Kuran-ı Kerim Hz. Peygamber&rsquo;in şahsiyetine  kendi şahsiyetini birleştirmek m&uuml;min i&ccedil;in bir ibadettir diyor. Bize Hz.  Muhammed gibi olmak y&ouml;n&uuml;nde emir var. Bir eserle benim Peygamber algımı  &ccedil;arpıtmaya &ccedil;alışmak gibi bir durum olamaz. Peygamberimiz kurgulama bir  esere d&acirc;hil edilemez. Filmi, tiyatrosu, romanı, heykeli olmaz. Kabul  etmek gerekir ki bunlar &ouml;nemli sanatlardır. Ancak benim ibadetim, benim  muhterem, m&uuml;barek, mukaddes alanıma şekil vermeye, &ccedil;arpıtarak  yorumlamaya hakkı yoktur&rdquo; şeklinde konuştu. </font>
''O’nu anlatırken mükemmeli aramalıyız''
''O’nu anlatırken mükemmeli aramalıyız''
7 yıl önce
Yorumlar
[İlk yorum yapan siz olun]
8953868b5033cfea37279d8645d80e27@